Sürünüyoruz

Büyük oğullarım akranlarına göre erken yaşta olgunlaştılar. Çok parlak bir hayatımız olmamasına rağmen onlar da elimizdekiler için şükretmeyi biliyorlar, hayata başka bir gözle bakmayı becerebiliyorlar.

Büyük oğlum İlker 20 yaşında ortanca oğlum Caner de 18 yaşını doldurdu. Onlarla hayata dair çok güzel sohbetlerimiz oluyor. Bu sabah Caner’le sohbet ederken bana ilginç bir konudan bahsetti. Bunu sizlerle paylaşmak istedim.

Daha önce bahsetmiştim biz aslen Bursalıyız. Bu yüzden okul tatilini fırsat bilip geçen haftayı Bursa’da ailemizin yanında geçirdik. Caner’in Bursa’da birçok arkadaşı var, onlarla da görüşme fırsatı buldu. Caner karşılaştığı arkadaşlarıyla ilk diyaloglarının genelde söyle geçtiğini anlattı:

– “Aaa… merhaba Caner hoş geldin! Nasılsın bakalım?”
– “Şükür iyiyim aga (Bursa’da arkadaş için kullanılan argo bir kelime). Sen nasılsın?”
– “Eh! Nasıl olayım aga? Sürünüyoruz işte.”

Caner bunları bana anlattıktan sonra söyle devam etti:
“Anne arkadaşlarım ne dediklerinin farkında değiller, ağız alışkanlığı olmuş hep şikayet ediyorlar. Ülkemizde savaş ve açlık yok, arkadaşlarımın sağlıkları da yerinde. Hepsi daha çok gençler önlerinde daha koca bir hayat var. Oysa gerçekten zor durumda olan bir sürü insan var. Dünyanın bir tarafında savaşlar, bir tarafında açlık var. Medyada bunları sık sık görüyoruz. Neden bunların farkına varıp da hallerine şükretmiyorlar anlamıyorum.”

Bu sözlerin yorumunu sizlere bırakıyorum. Caner’in sözlerine ekleyeceğim hiçbir sözüm yok.

Caner ve Hüseyin Can

caner-ve-huso