Yorucu bir Gündü

Bugün saat 14.00 gibi evden çıktık Hüseyin Can’la. Önce derneğe gittik ve gelen konuklarla engelliler ve sorunları hakkında konuştuk. Daha sonra Hüseyin Can’ın saçlarını kestirmek için onun en sevdiği erkek kuaförüne uğradık. Oradan ayrıldıktan sonra minibüs dolmuşlarıyla Kent Meydanındaki bankama gittik. Çok sıra vardı bankada en az yarım saat beklemek zorunda kaldık ufak bir işlem için. Neyse onu da hallettikten sonra Hüseyin Can tutturdu daha eve gitmek istemiyorum diye. Zaten çarşıda yapılacak alış verişlerim vardı, onları hallettik birlikte. Alış verişimiz bittiğinde Hüseyin Can da yorgunluktan artık eve gitmeyi kabul etti. Kabul etti etmesine de maalesef otobüsümüz çok geç geldi. Durakta da sanırım bi yarım saat beklemişizdir ve akşam vakti hava da epey soğumuştu, dondukkk…

Eve geldiğimizde saat 19.00 civarındaydı. Hüseyin Can’ın karnını doyurdum, tırnaklarını kestim, banyosunu yaptırdım ve pilim bittiiiii…

Her ne kadar çok eğlenceli geçse de Hüseyin Can’ın banyo faslı, her geçen gün biraz daha zorlanıyoruz onu yıkarken…